Böcek Popülasyonlarında Dramatik Değişimler: Bilim Dünyasını Endişelendiriyor
Küresel ölçekte böcek popülasyonlarında yaşanan dramatik değişimler, bilim dünyasını harekete geçirdi. Yeni araştırmalar, karasal böcek türlerinin sayısının her on yılda yaklaşık %9 oranında azaldığını, buna karşın tatlı su böceklerinin popülasyonunun ise aynı dönemde %11 arttığını ortaya koydu. Bu çarpıcı veriler, ekosistemlerin dengesi ve insanlığın geleceği için ciddi bir uyarı niteliği taşıdı. Uzmanlar, böcek kaybının gıda zincirinden tarıma kadar geniş bir yelpazede yıkıcı etkiler yaratabileceğini vurguladı.
Bilimsel Bulgulara Göre Durum Ne?
Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nden Dr. Francisco Sánchez-Bayo’nun liderliğinde yürütülen ve Biological Conservation dergisinde yayımlanan bir meta-analiz, dünya genelinde 73 farklı çalışmayı inceleyerek böcek popülasyonlarındaki değişimleri mercek altına aldı. Araştırma, karasal böcek türlerinin %40’ının neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve toplam böcek biyokütlesinin her yıl %2,5 oranında azaldığını gösterdi. Özellikle kelebekler (Lepidoptera), arılar ve karıncalar (Hymenoptera) ile kınkanatlılar (Coleoptera) gibi karasal türlerdeki kayıplar dikkat çekti. Sanchez-Bayo, “Bu azalma, yoğun tarım, pestisit kullanımı, kentleşme ve iklim değişikliğinden kaynaklanıyor. Böcekler, ekosistemlerin temel taşlarıdır ve kaybı felaketle sonuçlanabilir” dedi.
Öte yandan, tatlı su ekosistemlerinde yaşayan böcek türleri, özellikle kızböcekleri, taş sinekleri ve mayıs sinekleri gibi gruplar, popülasyonlarında artış gösterdi. İngiltere’deki Sussex Üniversitesi’nden Prof. Dr. Dave Goulson, bu artışın tatlı su ekosistemlerindeki iyileşmelere bağlı olabileceğini belirterek, “Son yıllarda, bazı bölgelerde su kirliliğini azaltmaya yönelik çabalar, tatlı su böceklerinin çoğalmasını destekledi. Ancak bu, karasal türlerdeki kaybı telafi etmez” dedi. Araştırmalar, tatlı su böceklerinin popülasyon artışının, su kalitesindeki iyileşmeler ve iklim değişikliğinin sıcaklık artışlarıyla bağlantılı olabileceğini öne sürdü.
Ekosistemler Alarm Veriyor
Böcekler, doğanın en kritik aktörlerinden biri. Tozlaşma, besin döngüsü ve zararlı türlerin kontrolü gibi ekosistem hizmetlerinde hayati roller üstleniyorlar. Ancak karasal böcek popülasyonundaki azalma, gıda zincirini tehdit etti. Porto Riko’daki yağmur ormanlarında yapılan bir çalışmada, eklembacaklı popülasyonunun son 36 yılda %78-98 oranında azaldığı, buna paralel olarak kuş, kurbağa ve kertenkele popülasyonlarının da çöktüğü gözlemlendi. Küresel ısınma, bu krizin en büyük tetikleyicilerinden biri. Tropikal bölgelerde hassas ekosistemler, sıcaklık artışlarından daha fazla etkilenirken, ılıman bölgelerde bazı kelebek türlerinin coğrafi dağılımı artsa da, soğuk iklimlere uyum sağlamış arılar ve yusufçuklar yaşam alanlarını kaybetti. Almanya’da 27 yıl süren bir çalışma, koruma altındaki bölgelerde kanatlı böcek biyokütlesinin %76 azaldığını ortaya koydu. Tatlı su böceklerindeki artış ise umut verici görünse de, bu durumun ekosistem dengesine etkisi tartışmalı.
Pestisitlerin Gölgesinde Gelecek
Pestisit kullanımı, böcek popülasyonlarındaki azalmanın en büyük suçlularından biri. 1962’de Rachel Carson’ın Sessiz Bahar kitabında dikkat çektiği pestisitlerin yıkıcı etkileri, günümüzde neonikotinoidler gibi yeni nesil kimyasallarla devam ediyor. Bu maddeler, arıların bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalıklara karşı savunmasız hale getiriyor ve tozlaşma yeteneklerini bozuyor. Doğu Anglia Üniversitesi’nden Dr. Lynn Dicks, “Böcekler, tozlayıcılar olarak tarımın belkemiği. Onlar olmadan ekinlerin %75’i risk altında. Pestisitlerin etkisini azaltmak için biyolojik mücadele yöntemlerine yönelmeliyiz” dedi. Biyolojik mücadele, zararlı böcekleri kontrol etmek için doğal düşmanların kullanılmasını içerdi. Örneğin, ABD’de narenciye endüstrisini kurtaran uğur böceği Rodolia cardinalis’in 1888’de Avustralya’dan getirilmesi, bu yöntemin başarısını kanıtladı.
Çözüm Önerileri ve Gelecek
Uzmanlar, böcek popülasyonlarını korumak için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Sanchez-Bayo, “Tarımsal kimyasalların kullanımını azaltmak, habitat restorasyonuna odaklanmak ve organik tarımı yaygınlaştırmak kritik” dedi. Goulson ise, “Hızlı üreyen zararlı türler, iklim değişikliğiyle daha da güçlenebilir. Doğal düşmanlarını desteklemeliyiz” uyarısında bulundu. Böcek popülasyonlarındaki bu dramatik değişim, sadece doğayı değil, insanlığın gıda güvenliğini ve ekosistem hizmetlerini de tehdit etti. Bilim dünyası, bu krize karşı küresel bir çaba çağrısı yaptı.